Süt kümesi besinlerin protein, kalsiyum, B2 vitamini ve B12 vitamini başta olmak üzere birçok besin ögesinin değerli kaynağı olduğunun altını çizen Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Aslıhan Kara, günlük beslenmede çok değerli bir süt eseri olan kefirin ramazan beslenmesindeki yeri hakkında bilgilendirmede bulundu.
İyi bir protein kaynağı
Kefirin kıymetli bir protein ve kalsiyum kaynağı olması nedeniyle oruç tutanların iftar ve sahur öğünlerinde kefire yer verebileceğini belirten Diyetisyen Aslıhan Kara, “Kefir, sütteki tüm besin hususlarını içermektedir. Ayrıyeten beden için son derece gerekli ve besinler ile alınması zarurî olan amino asitlerin ve kimi yağ asitlerinin kefirin bileşiminde bulunduğu saptanmıştır. Kefir yüksek besin kıymeti ve güzel bir protein kaynağı olduğu için Ramazan devrinde oruç tutarken uzun süren açlıklarda tok kalmamızı sağlamaktadır” diye konuştu.
Sağlıklı beslenmedeki ehemmiyeti artıyor
Günümüzde hastalıklardan korunmak ve sağlıklı bir yaşama sahip olabilmek için probiyotik besinlerin tüketiminin artış gösterdiğine dikkat çeken Diyetisyen Kara, kefirin sıhhat açısından yararlarını şöyle anlattı: “Kefir, 50’den fazla probiyotik bakteri ve maya tipi içeren doğal bir kompleks fermente süt eseridir. Sağlıklı beslenmedeki yeri giderek ehemmiyet taşımaktadır. Kefir üretiminde oluşan birtakım vitaminler ve çeşitli metabolitler, insanın bağırsak florasını ve bağışıklık sistemini olumlu etkilemektedir. Kefir birçok antioksidana sahip olup, bilhassa istenmeyen bağırsak sendromu, hipertansiyon, kronik hastalıkların risklerini, metabolik bozukluklar, kolesterol, maya enfeksiyonları, yara, diyabet, kilo denetimi ve kanser üzere birçok hastalıklarda tedavi sürecine kıymetli katkıda bulunmaktadır.”
Günde 2 bardaktan fazla tüketmeyin
Kefir tüketiminde ölçüye dikkat edilmesi gerektiğine işaret eden Diyetisyen Kara, “Kişiye nazaran günlük tüketim ölçüsü değişse de gün içerisinde en fazla 2 bardak tüketilmelidir. Çocuklar için ise günlük tüketim ölçüsü 1 bardak olarak önerilebilir” sözlerini kullandı.
Mide ve bağırsak meselelerine düzgün geliyor
Diyetisyen Kara, kefirin mide ve bağırsak sorunu olanlara yararlarını ise şöyle açıkladı: “Kefir, bağırsak florasında faydalı bakterilerin çoğalmasını sağlamakta, patojenlerin bağırsaklara yerleşmesini önlemekte ve bağırsakların çalışmasını düzenleyerek kabızlığın önlenmesinde katkı sağlamaktadır. Ayrıyeten kalsiyum, magnezyum vb. minerallerin emilimlerini artırmaktadır. Mayalanmadan sonra süt içerisindeki laktoz yüzde 75 oranında azaldığı için, laktoza hassas bireyler kefiri inançlı bir biçimde tüketebilmektedirler. Taze kefirin, mide kaslarının çalışması ve midenin daha süratli boşalmasında, mide asitliğinin düşmesinde, ağrı ve sindirim rahatsızlıklarının azalmasında tesirli olduğu bildirilmektedir. Ayrıyeten helikobakter pilorinin neden olduğu ülserlerin tedavisinde kefir kullanıldığında bu bakterinin üremesinin engellendiği görülmüştür.”
Enfeksiyonlara karşı bağışıklık sistemini uyarıyor
Beslenme ve bağışıklık sistemi ortasında direkt bir münasebet olduğunu vurgulayan Diyetisyen Kara, “Kefirin bağışıklık sistemi üzerine düzenleyici tesiri olduğu hem beşerlerle yapılan çalışmalarda hem de hayvan deneylerinde gösterilmiştir. Kefirde bulunan laktik asit bakterilerinin, immün sistem üzerine yapılan tedavilerinde, verilen ilaçların aktifliğini artırdığı belirtilmektedir. Enfeksiyonlara karşı bağışıklık sistemini uyarma özelliği de bulunmaktadır” dedi.
Depresyon azaltıcı özelliği var
Kefirin bir fermente süt eseri olup, laktoz intoleransı olan bireyler için de ülkü bir içecek olduğunu tabir eden Diyetisyen Kara, “Kefir hafif bir hudut yatıştırıcı ve depresyon azaltıcıdır. Kefir içindeki mikroorganizmalar bol ölçüde vitamin sentezi yaparlar. Kefir mikroorganizmalarının ürettiği biyotin, öteki B kompleks vitaminlerinin emilimini de artırır. Kefir, içinde bulunan özel bir husus nedeniyle kronik hepatit, mültipl skleroz hastalıklarında tedavi edici niteliğe sahip, ucuz ve doğal bir beslenme seçeneklerindendir. İnançlı ve ekonomik olması nedeniyle, kefirin beslenme potansiyeline global olarak büyük bir ilgi vardır. Bir dizi sıhhati geliştirici özelliği nedeniyle işlevsel bir besin olarak kefir, günlük beslenmemizde artık daha fazla yer almaktadır” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.