Bakan Özer’in açıklamalarından satır başları şöyle; 1.2 milyon öğretmen 19 milyon öğrenci bugün ders başı yaptılar. Birinci kere MEB’de öğretmen sayısı 1 milyonu geçti. Her vakit devlet eğitimde ana hizmet sağlayıcısıdır. Bu sene biliyorsunuz hazırlıklara erken başladık. Ders kitapları fiyatsız olarak dağıtılıyor. Bu sene bir yenilik yaptık. Yardımcı kaynak hazırlamaya başladık. Öğrencilerin mevcut derslerinde yardımcı olabilecekleri, bir sürü öğretim meteryali hazırladık. 153 milyona yakın ders kitabı dağıtılırken 136 milyon yardımcı kaynaklar ulaştı. Bizim hazırlamış olduğumuz yardımcı kaynakları çok bilinen özel öğretim kurumları bile indirerek öğrencilere dağıtıyor. Öbür taraftan okullara hazırlıklara ilgili 60 bin paklık elemanını birinci kez okullar açılmadan gönderdik. Fakat en değerlisi birinci sefer MEB tüm okullara bütçe gönderdi. Son 20 yılda ülkesi için bu kadar büyük bütçeyi ayıran bakanlık okulların gereksinimini karşılamaktan aciz kalamaz. 3 milyar 750 milyon TL bütçe gönderdik. Türkiye’de bütçe gönderilmemiş tek okul kalmadı. Biz istedik ki bu eğitim sistemimizi yaralayan bir yardımcı kaynak bunu ortadan kaldıralım ikincisi şu bağışı kaldıralım. Veli isterse bağış yapabilir. Okullarımızın bütçesinde hala kullanılmak üzere bekliyor. Bu sabit bir oran değil. Gereksinim olması durumuna nazaran değiştirebiliriz. Sabit bir bütçe göndermiyoruz. Tüm kentleri izliyoruz, hangi harcama kalemlerine kullanıldı. Yıllardan beri tüm eğitimle ilgili toplantılarda lisana getirilen şeyler bunlar. Temel eğitimde 10 bin okul projesini tamamladık. Bu eğitim öğretim yılı için 198 tane yeni okulu başlattık. 1457 tane yeni anaokulunu eğitim öğretime başlattık.
ÖĞRETMEN ATAMALARI: 1 Eylül’de 20 bin öğretmen atadık. Okul öncesine çok ehemmiyet verdik. Son 19 yıl içinde 750 bin öğretmen atandı. Son 20 yılda atama yapılmayan bir devir yok. Bakanlık değişen önceliklere nazaran kesinlikle atamasını yapar. Bizim en büyük avantajımız şu, Türkiye öğretmen sayısına düşen öğrenci sayısını da azalttı. Öğretmen başına 40 öğrenci geliyorsa şu an 25 öğrenci denk geliyor. Fiyatlı öğretmen diye bir tanımlama yok. Öğretmen alımlarının tek bir sistemi var KPSS. Toplumsal medyadaki argümanlar gerçek dışı.
ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU: Biz öğretmenlerimizi daima desteklemek için çalışma yaptık. Bu birinci sefer sisteme alınan bir uygulama değil. Biz eğitim sisteminin içine yeni bir unvan sistemi getirmiyoruz. Eğitimini tamamlayan ve imtihanını muvaffakiyetle geçirenler uzman öğretmen olsunlar istiyoruz. Şu an koşulları sağlayan öğretmenlerin yüzde 95’i uzman ve başöğretmenliğe başvurdu. 614 bin öğretmen eğitimini tamamladı ve imtihana girecek. Hangi alana başvurduysa o alana geçecek, kota yok. Bir eğitim sistemi öğretmeni kadar güçlüdür, o yüzden biz öğretmenlerimizi daima desteklemek ve yatırım yapmak istiyoruz. Okul idaresi öğretmenler ile bir ortaya gelecek “arkadaşlar ne eksiğiniz var, hangi alanda gelişmek istiyorsunuz” sorup ona yönelik eğitimler almasını sağlıyoruz. Bizim mümkün olduğu kadar öğretmenlerimizi yüksek lisans ve doktora ile buluşturmamız lazım. Eğer yüksek lisans yapmışsa eğitim alanında yahut dışında öğretmenler uzman öğretmenlik imtihanından muaf olur. Bir toplum öğretmeni kadar güçlüdür. Bizim tüm projelerimizde olmazsa olan öğretmenlerdir. Vazifeye geldiğimizden beri öğretmenlerimize yatırım yapıyoruz. Öğretmen niteliğimiz ne kadar uygunlaşırsa okul eğitimi o kadar güçlenecek. Bu düzenleme öğretmenlik meslek kanunu düzenlemesi tüm öğretmenlerin özlük haklarını güzelleştirmek için yapılan düzenleme değildir. Bu süreç isteğe bağlıdır, öğretmen istemiyorsa uzman öğretmenliğe de başöğretmenliğe de başvurmaz. Yapılan imtihan alınan eğitimin bir değerlendirmesidir. Öğretmenlerimiz yalnızca burada imtihana girmiyorlar ki… Biz öğretmenlerimizin prestijini, özlük haklarını en fazla düşünenleriz. Biz tüm bakan yardımcılarımızı, genel müdürlerimizi alana gönderdik. Öğretmenlerimiz gelişmelerden şad. Toplumsal medyada bir manipülasyon kelam konusu. Öğretmenlik meslek kanunu ile eleştirilenlerden bir tanesi de şu: Her şeyi içermiyor. Fakat bizim istediğimiz şey şuydu, bir başlangıç olsun.
ANAOKULU EĞİTİMİ: Son 20 yılda bildiğiniz üzere eğitimde okullaşma olanı yüzde 90’nın üzerine çıktı. Bizim okul öncesi şöyle bir şey; tüm dünya okul öncesi eğitime yatırım yapıyor. Okul öncesine giden bireyler ömür uzunluğunda eğitimde daha fazla kalıyor, suça eğilimleri daha düşük. Eğitimde fırsat eşitliğini güçlendiriyoruz, bizim en kalıcı sermayemiz olan genç kuşağı çok daha donanımlı formda yetiştiriyoruz. 5 yaş yüzde 78’di yüzde 93 oldu. Sayı 1 milyon 800 bine ulaştı yaklaşık 11 ay içerisinde. Uzun vadede Fen, İmam Hatip, yahut Anadolu liselerindeki fark kapanacak. Lakin bu yalnızca okul öncesiyle değil, okullara öğretmenlerimize ve öğrencilerimize yaptığımız yatırımlarla kapanacak. Özel öğretim kurumlarını daha âlâ hale getirebilmemiz için çalışmalarımız var. KDV indirimi üzere ilgili bakanlıklarımızla çalışmalarımız devam ediyor. Enflasyonun getirdiği sıkıntılar da oldu tabi.
MESLEKİ EĞİTİM: Mesleki eğitim merkezlerimiz var. Haftada bir gün giderek, tüm alanlarda iş gücü piyasasına meslek eğitim merkezlerimiz var çıraklık, kalfalık ve usta olarak dokümanıyla mezun olabiliyor ve işletme açabilir hale geliyor. Tüm Türkiye’de çırak kalfa sayısı 160 bindi şu an 730 bin çırak ve kalfa mezunu var. 1 gün okula gidiyor, 4 gün işletmede usta öğreticiden iş yerinde eğitim alıyor. Bu süreç içerisinde, taban fiyatın yüzde 30’u kadar fiyat alıyordu, iş kazalarına ve meslek hastalıklarına karşı sigortalanıyordu. Biz patronun fiyat yükünü devlet olarak üzerimize aldık. Şu an sisteme giren bir genç ayda 1.750 TL cebine giriyor. Yıl sonuna kadar bir milyon gencimizi bu sisteme dahil etmek istiyoruz. İnanılmaz bir ilgi var iş veren ve gençlerimiz tarafından. Genç işsizlik oranını azaltmak için büyük bir mekanizma
“KÜTÜPHANESİZ TEK BİR OKULUMUZ YOK” Tüm okullarda kütüphane yaptık. Emine Erdoğan himayesinde başlattık bu projeyi. Okullar ortası imkan farklılıklarını azaltmak için tüm okullara kütüohane yaptık.
Biliyorsunuz koronavirüs salgınından sonra tüm dünyada kentlerden köylere geriye dönüş başladı. Artık besin, tarım, hayvancılık alanı güç kadar stratejik kesim olmaya başladı.